12 Ocak 2012 Perşembe

Ho Chi Minh City'de (Saygon) gezilip gorulecek yerler

Bir süredir Vietnam'ın en büyük kenti ve ticari merkezi Ho Chi Minh Citydeyim ve buraya sık sık gelen biri olarak küçük bir gezilip görülecekler listesi yapayım dedim. Şehrin gezip görülecek yerlerinin çoğu zaten Saygon diye anılan şehir merkezinde ve birinden birine yürüyerek gidilebilir. Tabii ki daha ilginç bir alternatif de üç tekerlekli cyclo. Ama her iki durumda da, özellikle cyclo ile gezerken, kameranıza cüzdanınıza hakim olun, biri motorsikletten uzanıp kapkaç yapmasın.

Saigon Notre-Dame Basilica ve Postahane
Fransızlar sanırım gittikleri her şehire bir Notre Damme bırakıyorlar. Ben sizin yerinizde olsam şehir turuna buradan başlardım. 1880 yılında Fransızlar tarafından yapılmış bu güzel katedral, Saygon hatırası fotoğraflarınızın içinde olmazsa olmaz bir yapı. Katedralin çevresi gece gündüz insan dolu.

Katedralin yapımında kullanılan orjinal malzemeler Vietnam'a Fransa'dan getirilmiş. Dış cepheyi oluşturan kırmızı kiremitler örneğin, Marseilles menşeili. Vietnam Güneydoğu Asya'nın Filipinlerden sonraki en büyük katolik nüfusunu barındıran ülke. ve bu katedral de hala aktif olarak kullanılıyor.

Saygon Notre Damme Basilica ön cephesi. Bakire Meryem Heykeli
Katedralin hemen yanında çok güzel gotik bir yapı var: Saygon Merkez Postahanesi. Birçok kişi bu binanın yanında öylesine geçip gidiyor ama bu bina sıradan bir bina değil. Binanın meşhur Gustave Eiffel'in eseri (Eyfel Kulesi'nin mimarı). Buradan memlekete kartpostal göndermek neredeyse geleneksel. Benim buradan gönderdiğim bir kartpostal, hala kız kardeşimin buzdolabı üzerinde durur.

Saygon Merkez Postanesi

Saygon Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı

Bir çok Saygon gezi rehberi sizi Notre-Damme Basilica'dan hemen sonra Reunification Palace ya da War Remnants Museum'a yönlendirecektir. Ama ben size katedralin hemen arkasındaki Le Duan Caddesini takip edip hayvanat bahçesine gitmenizi tavsiye ederim. Saygon Hayvanat Bahçesi dünyanın en eski sekizinci hayvanat bahçesi ve görülesi bir yer.

2008'de buraya ilk gittiğimde bir fili elden beslemiştim! Güvenli olduğuna dair tek delilim başkalarının da fili elden besliyor olması idi ama siz sakın denemeyin. Biraz ilerideki geyikleri elden beslemekte en az fil kadar zevkli ve çok daha az tehlikeli. Hayvanat Bahçesinde 260 çeşit hayvanat ve binlerce ağaç ve bitki bulunuyor. Ama hayvanat bahçesimde Saygon Milli Müzesi (Saigon National Museum) var ki mutlaka gidip gezin. Müze iki ana alana ayrılmış: birinci alanda tarih öncesinden 1930'a Vietnam tarihi, diğer alanda ise Vietnam kültür ve tarihi sergileniyor.


Bu yazının İngilizce aslı için Places to see in Saigon (Ho Chi Minh City)
8 Ocak 2012 Pazar

Charles Darwin'in Kokeni

IBM'in sponsorluğunda yürütülen ve halka açık ilginç bir proje var: The Genographic Projesi. Proje, isteyen şahısların gönderdikleri DNA'lardan bu kişilerin atalarının göç haritasını çıkarıyor. Ama 2-3 göbek falan değil, yüzlerce göbek öncesine giden bir harita bu. Örneğin proje, Türlerin Kökeni Üzerine adlı eseri ile evrim teorisini ortaya atan Charles Darwin'in kökenini merak etmiş ve Darwin'in büyük büyük torunundan () alınan DNA'dan yola çıkarak evrimin babasının babalarının hangi yollardan geçerek Büyük Britanya'ya vardıklarını incelemiş. Test sonuçlarına göre Darwin'in ataları 45,000 yıl önce Afrika kıtasından Orta Doğu'ya geçen ilk insan kafilelerinde imiş. Buradan Avrupa'ya göçmüşler ve Buz Çağı'nı güneye, İspanya'ya göç ederek atlattıktan sonra, 12,000 yıl kadar önce İngiltere'ye varmışlar. Darwin sülalesi Avrupa göçünün öncüleri cro-magnonlardan imiş.[1]

Eğer siz de sülalenizin nerelerden kalkıp bugünlere geldiğini merak ediyor iseniz 99.95 Dolar karşılığında katılım kitinden alabilirsiniz. Bu kit ile yanak içinden bir miktar sürüntü alıp projeye postalıyorsunuz, proje size göç haritanızı gönderiyor. Tabii ki bu kit "DNA'mı alıp biyolojik silah yapmakta kullanırlar" diye paranoyaya kapılacaklara göre değil.

Kullanılan teknoloji şu: Bilim adamları Mitokondri DNA'sına ya da Y kromozomlarına bakıyor.  Örneğin mitokondri adlı organel, hücrenin içinde enerji üreten bir yapı. Sperm'de kuyrukta bulunuyor ve yumurta ile sperm birleştiğinde, spermden yeni hücreye geçemiyor. Bu nedenle her insandaki mitokondri sadece anneden geçen bir yapı ve babanın genleri ike karışmıyor. Yani sizdeki genetik olarak annenizle, kardeşleriniz ve anne anneniz ile aynı ama babanızla aynı değil. Bu yapıdan çıkarak bilim adamları göç haritası çıkarabiliyor.

[1] - Last member 65,000 year old tribe dies taking world's earliest language to grave

Marina Bay Sands Infinity Pool (Sonsuzluk Havuzu)ndan Havai Fişek Gösterisi

Aşağıdaki video Singapur'un Milli Günü havai fişek gösterileri sırasında çekilmiş. Videodaki şanslı insanlar gösteriyi Singapur Marina Bay Sands Hotel'in tepesindeki havuzdan izliyorlar. Havuz yerden 55 kat ve 200 metre yükseklikte, adı Infinity Pool (Sonsuzluk havuzu). Videonun altındaki fotoğrafta havuzun nerede olduğu görülüyor. Havuzun bulunduğu platformun adı SkyPark.

Infinity Pool maalesef otel müşterilerine ve de onların misafirlerine (maksimum 2 yetişkin, 2 çocuk) açık. Ama platformun doğu ucunda bir gözlem bölümü var ve buraya belli bir ücret ödeyerek çıkabilirsiniz. Bakınız Marina Bay Sands Skypark - Kuş bakışı Singapur.

NDP 2010 Fireworks show from Marina Bay Sands Infinity Pool

Marina Bay Sands Infinity Pool (Sonsuzluk Havuzu)
Marina Bay Sands Hotel'in tepesindeki Infinity Pool. 
Marina Bay Sands Infinity Pool (Sonsuzluk Havuzu)
Otelin goruntusu. Tepedeki platform SkyPark ve havuz burada.

5 Ocak 2012 Perşembe

Budizm putperest midir?


"Sen tanrı mısın?" diye sordu Buda'ya.
"Hayır" dedi Buda.
"Bir büyücüsün o zaman?"
"Hayır."
"Doğaüstü bir yaratık mısın? Melek gibi."
"Hayır."
"Peki nesin sen?"
"Ben sadece 'farkındayım!"

Budist ülkelere gidenler bilirler, budistler buda heykelleri önünde eğilirler, çoğunlukla da diz çöküp secdeye giderler. Bu tür hareketler bizde tapınma ile özdeşleştiği için çoğumuz o heykellerin put olduğunu, budistlerin de o putlara taptığını (putperest olduğunu) düşünür. Oysa ne o heykeller puttur ne de budistler putperesttir.

Öncelikle en son Buda "aydınlanmış", "farkında" bir insandır ne tanrıdır, ne de peygamberdir. Aydınlandıktan sonra 80 yaşına kadar yaşamış ve daha sonrasında da doğal nedenlerle ölmüştür. Yani bir putun gerektirdiği özelliklerin hiçbirine sahip değildir. "Buda" heykelleri Buda'yı değil onun yolunu simgeler, bu heykellerin önünde eğilmek kişinin kendisini o yola adayacağına dair sembolik bir harekettir.

Steve Hangen'in Yalın ve basit Budizm (Buddhism Plain and Simple) adlı çok güzel çalışmasından:

Buda hiçbir zaman kendini insanüstü bir varlık olarak olarak konumlandırmadı, o sadece "farkında" bir insandı. Hiçbir zaman tanrı olduğunu iddia etmedi, bir tanrıdan ilham/vahiy aldığını söylemedi, doğaüstü bir güce sahip olduğunu belirmedi. Tüm öğretisinin ve anlattıklarının insanların erişebileceği şeyler olduğunu belirtti. 
Gautama'ya "Buda" diyoruz ama daha birçok buda, "farkında olan" insan, gelip geçmiştir (ve gelip geçecektir).  Ve geçmiş ve gelecek tüm budalar da Buda gibi insandırlar, tanrı değillerdir.
Buda dua edilecek, adak adanacak, bir şey istenecek, önünde secdeye varılacak, tapınılacak biri değildir. Buda basitçe farkında bir insandır, ne daha azı ne de daha fazlasıdır. 
Budizm bir inanç sistemi değildir. Bir doktrinin kabul edilmesi ya da bazı iddia ve prensiplere inanmak değildir. Budizm dünyayı açık görüşlülükle test etmekle ilgilidir. Dünyayı dolaysızca "görmek" ile ilgilidir. Budizm "bilmek" ile ilgilidir, inanmakla ya da umut etmekle ilgili değildir. Herşeyi ve herkesi, öncelikle de kendimizi korkmadan sorgulamakla ilgilidir. 
En önemlisi de Buda'nın öğretisini sorgulamaktır. Buda herkesi her fırsatta kendi öğretisini test etmeye teşvik etmiştir.
Buddhism Plain and Simple - Sayfa 8

Marina Bay Sands SkyPark - Kuş bakışı Singapur

Marina Bay Sands, Singapur'un 2010 yılında açılan taze kumarhanesi. Her ne kadar Integrated Resort dense de kompleks standart kumarhane, kumarbaz hanı (Marina Bay Sands Oteli) ve oranın kumarhane olduğunu azıcık saklamaya yönelik aksesuarlardan oluşuyor. Bu aksesuarlardan biri de Marina Bay Sands SkyPark. 55 katlı 3 otel binasının tepesinde yerden 200 metre yükseklikteki bu park, Singapur'un en iyi kuş bakışı manzaralarından birini sunuyor (ama en iyisini değil. En iyisi için bakınız 1-Altitude). Park'ın kendisi 340 metre uzunluğunda, Eyfel Kulesinden daha uzun ama otel müşterisi değilseniz sadece doğu ucundaki gözlem platformundan yararlanabilirsiniz (aşağıdaki fotoğraftaki sivri uç).

Marina Bay Sands SkyPark gözlem platformundan yararlanmanın fiyatı adam başı 16 Singapur Doları. Parayı ödedikten sonra hızlı asansörler sizi 15 saniyede tepeye çıkarıyor. Platform hafta içi sabah 10 gece 10 arası açık. Cuma, Cumartesi ve Pazar ise 11'e kadar açık.

SkyPark'ın önemli bir kısmı, tepedeki muhteşem sonsuzluk havuzu da dahil, sadece otelin müşterilerine ve de onların misafirlerine açık.

Marina Bay Sands SkyPark. Bu üç bina, Singapur'un en iyi manzarasına sahip oteline,
Marina Bay Sands Otele ait. Tepelerindeki platform ise SkyPark - Kaynak : Asia Singapore Blog
Marina Bay Sands SkyPark Gözlem Platformu - Kaynak : Asia Singapore Blog
Yukarıda manzara çok güzel, ama Singapur'da yaşayan biri için biraz depresif zira bu ada devletinin ne kadar küçük olduğu gerçeği yüzünüze çarpıyor. Adanın ortasında ve güneyinde bulunan bu platformdan adanın en doğu, en batı ve en kuzey uçları rahatlıkla görülebiliyor. Tepede bir de yemek yiyebileceğiniz bir restoran ve de susuzluğunuzu giderebileceğiniz bir bar var. Ama bu barın manzaralı köşeleri günün her saati batılı turistler tarafından parsellenmiş oluyor maalesef.

Aşağıdaki fotoğraflar gözlem platformundan. Tüm SkyPark platformunun geri kalanı ise otele ait ve sadece otel müşterileri ve onların misafirleri faydalanabiliyor.

Marina Bay Sands SkyPark ve Sonsuzluk Havuzu
2 Ocak 2012 Pazartesi

Buda kimdir?

Buda kimdir? İlginç bir soru bu aslında zira buda heykellerine bakarsanız buda diye bazen ince yapılı bir erkek bazen de tonton güler yüzlü bir erkek görürsünüz. Peki bunlardan hangisi buda?

Aslına bakarsanız ikisi de. Zira buda bir isim değil ünvandır. Buda "farkında/uyanmış (kişi)" anlamına gelir. Yani "buda kimdir" diye sormak, "profesör kimdir" diye sormak gibidir. Genellikle zayıf ya da hafif topluca resmedilen buda, bugünkü Budizmin kurucusu "Gautama Buda'dır, "Buda" (ingilizce "The Buddha") denildiğinde Gautama Buda kastedilir.

Theravada budizmin geleneğinde, gelmiş geçmiş 28 budadan (en sonuncusu Gautama Buda, ondan önce Kasaapa) ve gelecek bir budadan (Maitreya) bahsedilir.

Peki o tonton, güler yüzlü buda heykeli kimindir? O heykel Budai (japonca hotei)dir, şişman buda olarak bilinmesine rağmen bir buda değil daha çok Çin folklöründe tanrısal bir figürdür.

Dört Soylu Gerçek

Dört soylu gerçek nedir? Dört soylu gerçek bizim merkezinde "ben" olan sıradan deneyimleme biçimimize alternatif bir deneyimleme biçimidir. Dört soylu gerçek Buda'nın öğretisinin, budizmin, en yalın ifadesidir.

Gündelik deneyimlerimizi "ben" merkezli bir şekilde sınıflandırırız. Bu sınıflandırma biçimi evrensel ve oldukça da sorunludur. "Ben" deneyimlediği çeşitli şeyleri ve kişileri sahiplenir, bazı şeyleri ve kişileri dışlar, bazı şeyleri öyle olmasa da değişmez farz eder. "Ben" hep var olmak ister, yok olmak istemez. Sevdikleri de hep (sonsuza kadar) var olsun, kendisi ile olsun ister. "Ben" sevmedikleri hep yok olsun, kendisinden uzak olsun ister. "Ben" olmayanlar (diğerleri) kendisi için şunu yapsın, şunu desin, şunu düşünsün; şunu yapmasın, şunu demesin, şunu düşünmesin ister. Ama sonuçta "ben"in sonsuza kadar istedikleri gelip geçicidir, sevdikleri yok olur, sevmediklerinin kendisine gelmesini engelleyemez, diğerleri istediği gibi olmaz. Vücudu genç kalmaz, sağlıklı kalmaz en önemlisi de sonsuza kadar hayatta kalmaz. Bunun kaçınılmaz ve hemen kavranabilecek sonucu kurtulmanın imkansız olduğu yerleşik bir kaygıdır. Budizm, deneyimleri "ben" merkezli değerlendirmenin bizi sürekli ıstıraba mahkum eden başka bir sonucu olduğunu da öğretir. "Ben" merkezli deneyimin yarattığı var olma, sahip olma arzusu o kadar kuvvetlidir ki bilinçli varlığın sürekli yeniden doğarak ıstırap dünyasında hapsolmasına neden olur.

Dört soylu gerçek ise deneyimleri değerlendirmemizin merkezindeki "ben"i atıp iki değerli bir değişken koyar: sebep-sonuç, becerikli-beceriksiz. Bu deneyim kategorisinde merkezde söz, düşünce ve hareket gibi edimler (sebep), bu edimlerin sonuçları ve edimlerin dual niteliği vardır: edim becerikli/yararlı mı yoksa beceriksiz/yararsız mı? Dikkat edin iyi mi, kötü mü değil! Budist pratiğin özünde iyi veya kötü yoktur, oldukça pratik olan becerikli/beceriksiz vardır. Peki becerikli/beceriksiz ne demektir?

Burada becerikli/yetenekli/yararlı olarak çevireceğimiz upaya daha çok "amaca hizmet eden" anlamında bir kelimedir. Budist öğretide amaca (aydınlanmaya, tam özgürlüğe) katkı yapan edimleri niteler. Bunun karşısında ise beceriksiz, amaçtan uzaklaştıran edimler vardır.

İşte dört soylu gerçek, deneyimleri benden/benden değil, benim olsun/benim olmasın, vs... diye sınıflandırmak yerine edimlerin sonucu ıstıraptan kurtulmaya/aydınlanmaya götürür/uzaklaştırır mı diye sınıflar. Şöyle ki:
  • Istırap (dukkha) vardır (beceriksiz sonuç); Birinci Soylu Gerçek
  • Istırabın bir sebebi vardır (beceriksiz sebep); İkinci Soylu Gerçek
  • Istırap durdurulabilir (becerikli sonuç); Üçüncü Soylu Gerçek
  • Istırapsızlığa giden bir yol vardır (becerikli sebep); Dördüncü Soylu Gerçek
Dört gerçeğin her biri birer edim gerektirir:
  • Istırap idrak edilmelidir.
  • Istıraba sebep olan şey terk edilmelidir.
  • Istırabın yok olduğu idrak edilmelidir.
  • Istırapsızlığa giden yol geliştirilmelidir.
Bütün bu görevler başarı ile tamamlandığında zihin tamamen serbest kalacaktır.

Birçok insan budizmin temelindeki dört gerçeğin ızdıraba bu kadar vurgu ile başlamasını oldukça karamsar bulur. Oysa tam tersine budizm bunu bir strateji olarak yapar ve sadece "ıstırap var kaderde" deyip durmaz. Önce sorunu tanımlar (ıstırap vardır), sonra bu sorunun sebebini tanımlar (ızdıraba ben merkezli arzular neden olur), sonra olunması gereken durumu tanımlar (ıstırap yok olabilir) ve en son olarak da bu sonuca gitmek için gerekli yolu belirler (ıstırapsızlığa giden yol).

Budaya yönelik sıkça duyulan eleştiri, sadece bu ıstırap ve onun yok edilmesine odaklanmış olması, daha yüksek(!) manevi gerçeklere odaklanmamasıdır. Burada unutulan şey kalbin ve zihnin hastalıklarından arınmasının en önemli manevi amaç olmasıdır, hastalıklarından arınan kalbin ve zihnin en yüksek manevi amaca kendiliğinden ulaşacak olmasıdır.

Vaktiyle Kutlu Olan Kosambi'de bir simsapa (budist yazılarda adı geçen bir ağaç türü) korusunda kalıyordu. Yerden birkaç simsapa yaprağı aldı ve rahiplere sordu, "Ne dersiniz rahipler: hangisi sayıca daha fazladır, şu avuçlarımdaki simsapa yaprakları mı yoksa şu korudaki ağaçlardaki simsapa yaprakları mı?"

"Ellerinizdeki yapraklar sadece birkaç tanedir efendim, ama ağaçlarda karşılaştıramayacağımız kadar çok daha fazla yaprak vardır."

"Aynı şekilde rahipler, direkt bilgi ile bildiklerim ama size öğretmediklerim, size öğrettiklerimden karşılaştıramayacağınız kadar çoktur. Peki onları neden öğretmiyorum? Çünkü size öğretmediklerim amaca hizmet eden bilgiler değiller, kutlu bir yaşamın ilkeleri ile alakalı değiller. Size öğretmediklerim zihni kesiksiz uykusundan uyandırmaya yaramazlar, uyanışa, kurtuluşa götürmezler. Bu nedenle onları size öğretmedim.

Bundan dolayı yapmanız gereken şunların tefekküründen ibarettir: "bu izdiraptır, bu izdirabın sebebidir, bu izdirabın durdurulmasıdır, bu da ızdırabı durdurmaya giden yolun pratikleridir."

Birinci Soylu Gerçek

Birinci Soylu Gerçek nedir? Birinci Soylu Gerçek yaşamın ıstırap (dukkha) dolu, dukkha ile başlayan (doğum), dukkha ile biten (ölüm) sayısız döngülerden ibaret olmasıdır. Bir şekilde kaygı, acı ve ıstırap hissetmeden yaşamak mümkün değildir. Yaşarken tadılan mutluluklar, aşk ve neşe sonsuza kadar sürmez, gelip geçicidir.

"Doğum dukkhadır, yaşlanmak dukkhadır, ölüm dukkhadır, üzüntü, feryat, acı, çaresizlik dukkhadır, hoşlanılmayana/sevilmeyene yakın olmak dukkhadır, hoşlanılana/sevilene uzak olmak dukkhadır, istediğini alamamak dukkhadır. Kısaca beş bağımlı küme dukkhadır." - Buda

Birinci Soylu Gerçek ilk başta rahatsız edici ve oldukça kötümser görünür ama aslında yalın bir gerçeğin basit bir şekilde ortaya konulmasından ibarettir. İlk soylu gerçek sadece "dukkha" vardır der, mutluluk, güzellik yoktur ya da dukkha onlardan üstündür demez. Budizm eğer burada durmuş olsa idi kötümser olurdu ama "İkinci Soylu Gerçek"te göreceğiniz gibi önce "dukkha"nın sebebini tanımlar, "Üçüncü Soylu Gerçek"te göreceğiniz gibi "dukkha"yı sona erdirmenin bir yolu olduğunu belirtir ve nihayet "Dördüncü Soylu Gerçek"te göreceğiniz gibi "dukkha"yı sonsuza kadar sona erdirecek yolu belirtir.

İkinci Soylu Gerçek

İkinci Soylu Gerçek nedir? İkinci Soylu Gerçek ıstırabın (dukkha) kaynağının şiddetli arzu/dünyevi istekler olmasıdır. Bir şeyi isteyip elde edemediğimizde hayalkırıklığı duyar, hüsrana uğrarız. Bir kişi istediğimiz gibi davranmadığında öfkeleniriz. Başkaları bizden hoşlansın isteriz, hoşlanmadığında gurur kırıklığı ve aşağılanma hissederiz. Birşeyi çok isteyip elde etmek de derdimize derman olmaz, elde ettiğimiz şeyden sıkılır ya daha iyisini ya da başka birşey isteriz.

İkinci Soylu Gerçek der ki istemek ıstırabın kaynağıdır, istediğini elde etmek ise ıstıraba çare olmaz.

Yukarıda belirtildiği gibi dünyevi istekler negatif duygulara sebep olur. Ama dünyevi istekler aynı zamanda fiziksel acılara da sebep olur. Bütün bir hayat boyu süren ve sayısız nesneye yönelen dünyevi istekler, özellikle varolma arzusu bilinçli varlığın sürekli yeniden doğmasına ve dukkha dolu samsarada hapsolmasına neden olur! Bilinçli varlık yeniden vucut bularak bulduğu vucudun açık olduğu tüm ıstıraplara maruz kalır.

"Bu dukkhanın kaynağının soylu gerçeğidir, şiddetli arzudur ki haz ve acı ile süregelen yeniden varolmaların kaynağıdır." - Buda  


Üçüncü Soylu Gerçek

Üçüncü Soylu Gerçek nedir? Üçüncü Soylu Gerçek dukkhanın durdurulabilir olmasıdır.

"Bu dukkhanın durdurulmasının soylu gerçeğidir, arzunun, dünyevi isteklerin bir daha geri gelmemek üzere yok olmasının, arzulardan isteklerden özgürlüğün gerçeğidir." - Buda


Dördüncü Soylu Gerçek

Dördüncü Soylu Gerçek nedir? Dukkhanın üstesinden gelmek için yürünmesi gereken yolun soylu gerçeğidir.Bu yola Sekiz Katlı yoldur:

  • Kusursuz Kavrayış, 
  • Kusursuz Düşünce, 
  • Kusursuz Söz, 
  • Kusursuz Hareket, 
  • Kusursuz Yaşam, 
  • Kusursuz Çaba, 
  • Kusursuz Dikkat ve 
  • Kusursuz Konsantrasyon. 

Bir budist, hayatı boyunca bu sekiz yolu her birini mükemmeleştirene kadar pratik etmelidir.Dikkat ederseniz Sekiz Katlı Yol hayatın tüm durumlarını kapsamaktadır.

"Bu dukkhanın durmasına giden yolun kutsal gerçeğidir: Kutsal Sekiz Katlı Yoldur; doğru görüş, doğru niyet, doğru söz, doğru hareket, doğru yaşam, doğru çaba, doğru dikkat ve doğru konsantrasyon." - Buda
1 Ocak 2012 Pazar

Malezya Tatili: Tioman Adası (Tioman Island)

Malezya ne ülkemizde, ne de yurt dışında turizm deyince ilk akla gelen ülkelerden değil. Oysa gezilecek görülecek çok güzel yerleri var. Tropik kuşakta yer alan bu ülke çok güzel tropik tatil olanakları sunuyor. Bunlardan biri de Tioman Adası.

Özellikle Singapur'da uzun süre kalacak iseniz, skuba dalışa meraklı iseniz ve hayatınızda hiç tropik ada tecrübeniz yoksa Tioman Adasını şiddetle tavsiye ederim. Tioman Malezya Yarımadasının doğu sahilinde, karadan 32 kilometre açıkta toprik bir ada. Ada çok büyük değil. Yaklaşık olarak 39 km uzunluğunda (kuzeyden güneye) ve 12 kilometre genişliğinde. Tioman tamamen tropik ormanlarla kaplı ve üzerinde ulaşımı saglayacak herhangi bir yol yok. Her türlü ulaşım denizden. Yani bir puket ya da bali değil. Tioman adasındaki oteller genelde ulaşımı ayarlıyorlar. Tam bir tropik kaçış isteyenler için ideal ama çocuklu ve hasta kişiler için pek ideal değil.

Dediğim gibi ada tropik ormanlarla kaplı, neredeyse el değmemiş, çok bilinen tatil cenneti adalar gibi kalabalık ve gürültülü değil ve skuba dalış için Güneydoğu Asya'nın en iyi mekanlarından biri.  

Tioman Adası Singapur'da yaşayanlar için popüler bir mekan. Bunun en önemli nedeni görece olarak Singapur'a yakın olması. Ama burada anahtar kelime "görece". Zira Tioman'a Singapur'dan otobüs ve sonrasında feribot ile gitmek biraz zahmetli. Singapur'un metro sistemi (MRT) ile önce Woodlands MRT istasyonuna gitmeniz oradan da otobüs ile sınırı geçip Malezya'nın Johor Bahru şehrinin terminaline varmalısınız (otobüs ile sınırı geçerken otobüsten 2 kere inmeniz gerekecek: bir Singapur sınır noktasında bir de Malezya sınır noktasında). Johor Bahru (Singapur'lular kısaca JB der) otobüs terminalinde "KL, KL" ya da "Mersing Mersing" diye bağıran çığırtkanlar göreceksiniz. KL dedikleri Kuala Lumpur. Siz Mersing'e gideceksiniz. Ama otobüse binmeden Tioman'a giden feribot iskelesinde (jetty) durup durmadıklarını kontrol edin. Bilet fiyatı tamamen pazarlık gücünüze bağlı. 20-30 ringit falan tutması lazım. Buradan Tioman'a taksi tutmanızda mümkün ama mutlaka önceden pazarlık edin. Taksicinin 3 kişi için 180 ringitten pazarlığa başlaması olası, 110 ringite anlaşmaya bakın. Tek kişi için 130 ringiti 80 ringite indirmeye bakın.

Tioman Adası, Malezya Harita
Tioman Adası Haritası - Kaynak: thinkoutofthenet.com
Biz Tioman'a Singapur'dan tur ile gittik. Tur dediysem grup halinde değil. Tur operatörü Mersing'e kadar ulaşımı, feribot biletlerini ve oteli ayarlıyor ama herkes kendi başına. Ama kısa ve zahmetsiz, nereden öyle biliyorsak 5 saatlik bir yolculuk beklerken, toplamda 8 saatte otele vardığımızdan Tioman'a uçak ile gitmediğimize pişman olduk.

Tioman'a Singapur ya da Kuala Lumpur'dan uçak ile gitmek de mümkün. Berjaya Air adlı bir firma 48 koltuklu Dash-7 turboprop uçaklarla adaya uçuş imkanı tanıyor. Fiyatı gidiş-dönüş 160 Singapur Doları ve sezonunda günde bir, muson sezonunda ise haftada birkaç kere uçuyorlar.

Adada döviz bozdurmak kolay değil o nedenle Malezya ana karada ringit almayı unutmayın.

Biz Tioman'da Panuba Inn adında bir tatil yerinde kaldık. Burası Air Batang adlı köyün 200 metre kadar kuzeyinde ve son feribot noktasından bir önceki durak (Yukarıdaki haritadan adanın neresinde olduğunu görebilirsiniz). Gecesi 50 Singapur Dolarına en-suite adını verdikleri, içinde klima, su ısıtıcı (ama çay ya da kahve yok) ve de kahvaltı olan basit ama muhteşem manzaralı bir odada kaldık. Bu odalar okyanus kıyısındaki kayalıkların üzerine inşaa edilmiş beton ya da tahta direkler üzerinde (bakınız aşağıdaki fotoğraf).

Panuba Inn Resort. Buraya ulaşım sadece bot ile. Arkadaki yağmur ormanının içinden Salang köyüne bir keçi yolu
hariç karadan ulaşım yok.
Panuba Inn'in önünde yaklaşık 100 metre uzunluğunda bir plaj var. Gelgitin suların yüksek olduğu zamanda yüzmek için ideal. Otelin hemen önünde bir mercan kayalığı ve çeşit çeşit balık var. Şnorkelle yüzmek çok keyifli. Ben ikinci gün kocaman bir deniz kaplumbağası gördüm, balıklardan sonra kocaman bir bonus oldu.

Tioman'da Skuba Dalış - Source: travellerspoint.com
Panuba Inn'de yemekler orta karardı ama servis iyi idi. Burada aynı zamanda kocaman bir dalış mağazası ve dalış servisi veren bir şirket var. Az önce bahsettiğim mercan kayalığında gece dalışı da dahil programları mevcut.

Panuba Inn odamızdan manzara. İskele balık tutmak için iyi bir yere benziyor.
Bahsettiğim gibi şnorkelle yüzmek oldukça keyifli ve de bunu otelin önünde yapmak adanın sunduğu en ucuz eğlencelerden biri. Ama kısa bir bot seyahati ile ulaşılan çevre adacıklar çevresinde şnorkelin yapmak çok daha keyifli. Biz hızlı bot ile Tioman ana adasına yakın Tulai adacığına gittik ve orada şnorkel ile yüzdük. Oraya gitmeden yanımıza bir paket UNO ekmek aldık zira hem dalmak hem de balıkları elden beslemek oldukça keyifli.

Bu kadar reklam yeter. Otelde problem yaşamadık da değil. Bize ayrılan ilk oda çok kirliydi ve sidik kokuyordu. Çantaları bile açmadan oda değişimi talep ettik. Neyseki bize hemen yeni ve neredeyse temiz bir oda verdiler. Neredeyse deme sebebim yastıklar. Kılıflar tertemizdi ama yastıkların içi inanılmaz kirli idi. Bunların değiştirilmesi talebimiz iki kere yanlış anlaşıldığından (sadece kılıfları değiştirdiler) 1 gece yastıksız yattık. Neyse ki otel personeli elinden geleni yapıyor görünüyordu.

İkinci problem ise kilitli kasaları idi. Normalde hep resepsiyona yakın duvara monte kasalara alışığım, burada eleman değerli eşyalarınızı metal bir kutuya koyup kendi dolabına kilitliyor idi. Malezya'da veya Asya'da herhangi bir otel odasında değerli birşeyler bırakmak hiç akıllıca değil. Tura falan giderken kilitli kasa çok önemli bir ihtiyaç. Pasaportunuzu ya da tğm paranızı dalışa götürmek tehlikeli, ya bunlarla suya düşerseniz. Biz ne kadar içimize sinmese de kısa tura giderken yine de kasayı kullandık. Bizimle birlikte turda bulunan 2 Malezyalı çift ise paralarını yanlarına aldılar. Geri dönüşte bir çiftin parasından 100 Amerikan Doları, diğer çiftten de 50 Singapur Doları çalındı. Botu kullanan ve biz dalarken çanta başında bulunan tek eleman ise bunu kendisinin yapmadığını söylese de en azından sorumluluk onda idi. Fakat adam çok yalvardığından (işimi kaybederim ayağı) parası çalınan elemanlar otele bildirmediler. Bizim tüm paramız ve pasaportlar ise bize kasadan olduğu gibi teslim edildi.

Sırf bu kilitli kasa ve temizlik olayı nedeni ile muhteşem manzarasına rağmen bir daha Panuba Inn'de kalmayı düşünmüyorum. Daha pahalı ama iyi bir tatil yeri var, adı Berjaya Tioman Beach Golf & Spa Resort, bir dahaki sefere orada kalmak istiyorum. Bir de cebinde parası yanında sevdiceği olanlara güzeller güzeli Japamala Resort'u tavsiye ederim.

Tulai Adasının beyaz kumlu plajı. Uzaktaki büyük ada Tioman.
Tulai'nin çevresi inanılmaz mercan kayalıkları ile kaplı.
Ana karadan 32 kilomatre açıkta olduğundan ve
Tioman'da birkaç balıkçı köyü hariç yerleşim
olmadığından deniz tertemiz.
Tulai Adacığı - Denizin altındaki karartılar mercan kayalıkları.